Henüz ergenliğinde uğradığı tecavüzün meyvesi olan oğluyla platonik
ensest aşk yaşayan kadın oğlunun -ya da aşık olduğu adamın - ölümünü nasıl
kabullenebilir?
Uzun süre oğlunun yolunu bekler... taa ki bir gün sokakta oğluna
çok benzeyen birini görünceye kadar. Gidip o genç adamla tanışır. Adamı evine
davet edip sevişir. Adama Kendi oğlunun
ismiyle hitab eder. Sebebi sorulunca öyle bir tanıdığım vardı der.
“ve o bir kraldı...”
Ama sevişmelerinde bir tuhaflık vardır. Ara ara bir annenin
çocuğuna davrandığı gibi davranır. O sevişmede cinsellik ağır basmaz. Libido ön
planda değildir. Kadın genç adamın başını okşar. Küvete koyup yıkar en son.
Sonra ne yapar biliyor musunuz?
Genç adam küvette iyice geveşmişken kadın onu öldürür ve boynuna
oğlunun kolyesini takar. Oğlunun öldüğünü böyle kabullenir.
Boardwalk Empire bu tarz anlatımı sık sık tercih ediyor. İyi
bir yapımla kötü bir yapımın arasındaki farkı da bu belirliyor zira sinema
(diziler de eklenebilir) hayal gücünü görselleştirme sanatıdır bence. Başka bir şey değil.
O kadının oğlunun ölümünü kabullenemediği bir cümleyle de
anlatılabilirdi lakin iki bölüm boyunca o son sahneye varmak için inceden
inceye işlenmiş bu ufak hikaye olmasaydı bu kabullenemeyiş yeterince etkili
anlatlabilir miydi? Ya da biz bu kadar özümseyebilir miyidik?
Boardwalk Empire temelde bir mafya dizisi ama sanırım
mafyayla igili çekilmiş en az silah kullanılan dizilerden biri. Karakterleri tanıtmada
o kadar usta ki dizideki en önemsiz gibi görünen karakterle bile ilgili bir
fikiniz oluşuyor. Zorlasanız zikriniz de oluşur.
Kimin nasıl bir insan olduğunu, nasıl bir durumda ondan
nasıl bir hareket bekleneceğini bilinçaltınıza işliyor böylece. Klasik Türk
dizileriyle en büyük farkı da burda oluşuyor.
Bizim dizilerimizde merak unsuru oluşturmada ciddi sorunlar
var. Hatta anlayışın temelindeki sorun da dizinin bekasını sadece merak unsuruna
bağlamak. Her bölüm sonuna izleyicinin
kafasına sert bir soru sokmaya çalışır...
“babası yakalayacak mı onları?”
“karşılaşacaklar mı?”
“itiraf edecek mi?”
...gibi sorular bizim dizilerin olmazsa olmazı.
Ama şöyle bir sorun var. Bu merak unsuruna aşırı odaklanan
bir senaristin bir bütün olan bir yapıma yeterince dengeli zaman ayırmasını
beklemek fazla iyimser bir tutum olmaz mı?
Yani amiyane tabirle her bölüm olay örgüsünde meraka,
heyecana sebebiyet vermek için sahneleri ona göre yazıp o meraka kılıf
hazırlamak senaristin diğer konulara yüzeysel yaklaşmasına sebep oluyor. Hal
böyleyken bir karakter çizemiyor senarist.
Örneğin “yakalanacaklar mı?” sorusunu izleyicinin kafasına
zerk etmek için karakterlere normalde yapmayacakları bir şey yaptırır ve
yaptıkları tutarsız davranız yüzünden bir plot oluşturup merak unsuru
oluşturur.
Evet merak oluştu ama izleyicinin bilinçaltında karakterin
devamlığı yok edildi. Bu durumda bizim dizilerde nadiren gerçekçi karakter
görürsünüz zira karakterler kendi kişiliklerine göre değil hikayenin hatta
sahnenin gerektirdiği şekilde davranırlar. Böylece karakterler sürreal olur ve
izledikten sonra düşündürüp böyle bir yazı yazdırmaz insana.
Not: İzlemeyenler için spoiler olacak ama yazının başında
bahsettiğim sahneyi izleyedurun ben yazmaya devam edeyim...
Biraz da bazı oyunculardan bahsetmek istiyorum.
Michael
Kenneth Williams - Chalky White
Kişisel fikrime göre dizi tarihinin en iyi ve en gerçekçi
iki dizisinden biri olan (ilki OZ’dur benim için) The Wire dizisindeki efsanevi Omar Little karakterinden bildiğim
bir adam bu. Boardwalk Empire’da Siyahi bir lider. Fazla uzatmayıp bir
sahnesini paylaşayım...
Bobby
Cannavale - Gyp Rosetti
Bu adamı ilk kez gördüm ve oyunculuğuna hayran kalmamak
imkansız. İçten içe mazoşist olup bunu dışarıya en sertinden sadiszm olarak
yutturmaya çalışan bir manyak bundan daha iyi oynanamazdı.
Buyrun kendisini tanrıya atarlandığı sahneyle başbaşa
bırakayım...
Jack Huston-
Richard Harrow
Dizideki favori karakterim. Yüzünün yarısı parçalanmış ve bu
nedenle yaralı kısmı bir maskeyle kapatıyor. Dizideki en metanetli en çıkarsız
hareket eden adam. Bazı bölümler hiç görünmamesine rağmen merakla bekletiyor
kendini. Dizideki en yalnız adam. Bir çocuk için katliam yapacak kadar da yufka
yürekli. Yaraları nedeniyle tıkanarak konuşuyor. Buyrunuz...
Efendim elimden geldiğince Boardwalk Empire dizisini
anlattım ve kendisini şiddetle tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder